23 Şubat 2015 Pazartesi

Yönetmek mi?

Çok sevdiğim bir ablamın güzel bir sözü var; "Sen lider olmazsın, seni lider yaparlar."
Bazı insanlar seni göğe sığdıramazlar. Sözüm ona içindeki lideri ortaya çıkartırlar. Sen, neye uğradım diyemeden bir bakmışsın ki eline mendili tutturmuşlar. Bir de bakarsın ki halayın başını çekiyorsun!  
Bunun için çeşitli manipüle yöntemlerini kullanırlar. Bunlar gerek psikolojik gerekse de fiziksel olarak ortaya çıkar. Elini senin omzuna koyar ve -sen oldun- derler. Sen, aldığın o gazla yola koyulursun. İşler yapmaya çalışırsın. Rakibini alt etmek için elinden gelen her şeyi uygularsın. Yaptığın iş içinde haksızlık  payını sorgulamazsın. Bu yolda hiç endişen olmaz. Çünkü bu endişeleri yok edecek bir cevap her zaman hazırdır, seni o yola sokan insanların beyinlerinde.
Önce, sana lider gözüyle bakarlar, yürüdüğün yol için en doğrusu olduğunu söylerler. Kendileri lider olmazlar. Çünkü bu rolü kaldıramazlar. Yapamayacaklarını bilirler ya da yapmamaları gerekenin bu olduğundan emindirler. Sen yönettiğini sandığın süreci sana yönettirirler. Senden emir beklerler. Aslında bu emri sana onlar verdirirler. "Haydi, bize bir emir ver yapalım" derler. Ne haddime demeyi aklından bile geçirmezsin. Önünde emir bekleyen insanlara anında emrini verirsin. Yapabileceği emirleri senden ister ve yaptığında mutluluk gözlerinden akar. Sen de zannedersin ki, durumu çok iyi yönetiyorum. Hayır! Sen iyi yönetmiyorsun. Seni kendi istekleri doğrultusunda iyi  yönlendiriyorlar.
Bunun sonu yok. Hep böyle devam edecek. Sen hep kendini bir bok hissedeceksin. Birileri senin iyi bir bok hissetmeni sağlayacak. Hangimizin yönettiğini bilmediğimiz bir tehlikeli oyun içindeyiz.
Bu yüzden biz, yani Hikmet,
"Ben ve benim gibi kabuslarından başka kaybedecek bir şeyleri olmayan ruh proletaryası, bu dünyadaki yerini ancak büyük oyunun içinde bulabilir."
He Albayım? 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder