23 Şubat 2015 Pazartesi

Ah, Ana Muhalefet!

               Bugün, Sayın Tarhan açıklama yapıyor. Sözün özü; cumhurbaşkanlığı seçiminde gösterilen adayın MHP ile ortaklaşa bir çalışmanın sonucu olması ve hüsranla neticelendirilmesi sebebiyle CHP Genel Başkanı'nı istifaya davet ediyor.
                Bir bakıma haklı olan Tarhan'ın gerekçelerinden biri de CHP'nin sağ düşünceden bir aday çıkartması kendi ilkelerine karşı çıkmasına sebep olduğudur. Peki, olmasaydı ne olurdu?
                Diyelim ki, altı ok düşüncesine sahip, sosyal demokrat biri aday olarak gösterildi. seçim propagandasını bu düşünce üzerinden ve sosyal demokrasi üzerinden yaptı. Kazanacağına inanır mıydınız?
                Ben inanmazdım! Çünkü,  CHP'nin sorunu, ilkelerini net belirleyememesidir. Zira sosyal demokrat bir partinin bir millet vekili marksist/leninist ise o millet vekilinin kendini ifade edecek yeri olmadığındandır. Üstüne bu millet vekili bir de marksist girdiği partide sosyal demokrat söylemler yürütüyorsa, vay memleketimin haline...
                Tarhan, Demirtaş'ın aldığı %9 luk oy oranını belirterek, bu oranın CHP'nin MHP ile yaptığı ittifak sonucu, CHP tabanından Demirtaş'a oy veren vatandaşlar olduğunu söyledi. E, haklı! Es geçilen ise şu, amacının ne olduğunu bilen, çalışmalarını buna dair yapan ve Türkiye'de sosyalist olduğunu belirten bir çok insan oyunu Demirtaş'a vermiştir. Kazanamayacağını bile bile ama %9 un içinde mutlu ve huzurlu olduğunu söyleyerek.
                Havuz medyası, propaganda yapamıyoruz, maddi gücümüz yok, televizyonlar bize yer ayırmıyor gibi söylemlerle kendini küçük düşüren CHP, kendi inancını yetirmiş bir partidir. İş Bankası'nı ve partinin resmi gelirlerini bir yana bırakarak, millet vekillerini partiye inandırmaktır has olan. Mecliste yüz otuz (130) millet vekiline sahip olan CHP, vekil başına ayda beş bin Türk Lirası (5.000 TL) bağış (aidat) alsa, bir sene içerisinde yedi milyon sekiz yüz bin Türk Lirası (7.800.000 TL) yapar. Bunu verecek vekil yoksa partide ya kapatın gidin evinize ya da muhalefet olmaya devam edin ömrünüzce. (Değişim için çıkar değil, sadakat önceliklidir)
                Bunun sonucunda, CHP her ne kadar lider değiştirirse değiştirsin. En büyük sorunu partisel anlamda kendine inanma sorunudur. Sizler önce kendinize inanın, sonra tabanınızı kendinize inandırın, en son AKP'nin tabanını kendinize inandırın. Zira başka bir şeye inanmış bir toplumu kendine inandırmak çok zordur!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder