23 Şubat 2015 Pazartesi

Geçiş Süreci

        Çocukken annesinin ayakkabısını giyerek kendini büyük sanmayan var mı?
        Ergenlik döneminden yetişkin döneme geçiş sürecinde, bunu sen çok az fark ederken bir başka kişinin fark edip sana söylemesi kadar mutlu edici bir şey yoktur. Aslında büyük ayakkabıyı giyip kendini bir şey sanmaktan bir farkı da yok. Yine de o mutlulukla, kendi kararlarını vermediğinin, inisiyatif aldığının sorumluluğunu hissettiğini fark edersin.

        Peki ya bu süreçte bu farkındalık nasıl oluştu? Yani ne oldu da o geçiş sürecinde bir adım atabildin? 
        Sizi bilmem ama benimkinin birçok sebebi var. Bir tanesi; ailem.

        Artık sigortalı bir işe sahip olmam gerektiği o kadar söylenip duruldu ki hane içerisinde istesem de istemesem de bir sorumluluk duygusuna kapıldım ve sordum; Ee, ben ne bok yiyeceğim? 
       Bir diğer sebep arkadaşlar.

       Pasif agresif bir tarafın varsa bulunduğun yerde soruları cevaplayan sen olursun. O sorumluluk sana yüklenmiştir bir kere ve istesen de istemesen de sen cevaplamadan öğrenilmez bir bilgi vardır. 
       Bunların hepsini bir yana bırakırsak, en önemli etkenlerden bir tanesi öğrenen süreçten öğreten sürce geçiş dönemi. Nasıl mı ?

        Aldığın eğitimler, çalışmalar, düzenlemeler... adına ne derseniz diyin ama öğrenme sürecinden öğretme sürecine geçtiğinizde aldığınız sorumluluk ve bu sorumluluk duygusunda bilmediğiniz şeye bilmiyorum diyebilmek çok önemlidir. Bu kadar net konuşuyorum çünkü yaptım. Belki geç belki erken oldu bilmiyorum ama yaptım.
         Bu süreçte öğrendiğim en önemli şey ise; sürekli ergen kalmak istemiyorsanız, öğrenme sürecinden öğretme sürecine geçtiğinizde "sadece öğretiyorum" duygusuna kapılmamaktır. Bu duygu sizi sürekli ergen konumunda sürüklemeye devam eder ve her ne şartta olursa olsun, hiç bir şey öğretemez ve öğrenemezsiniz. 
        Bu yüzden en önemli nokta öğretme sürecinde, öğrenme sürecinizi devam ettirmektir. Her an bir şey öğrendiğinizi unutmayınız. Bir sorunun cevabına pazartesi günü "bilmiyorum" demeniz gayet olağandır ama aynı soruya salı günü de "bilmiyorum" cevabı verdiğinizde ergenlik döneminiz sürüyor demektir. 
        Bu durumun tersi de ergenlik sürcini devam ettirmektedir. Bunun adı;  "sadece öğreniyorum" demektir. Sadece öğrendiğinizi iddia ettiğinizde de bitmek bilmeyen bir geçiş süreci yaşarsınız. Yaşınız, yaşantınız, çevreniz ve bedeniniz yetişkin döneme geçişinizi istedikçe bunu reddedersiniz. Aslında kaçmak dediğimiz eylemi bilfiil gerçekleştirmiş olursunuz. Zira sadece öğretiyorum diyip 'böbürlenmek' ne kadar zararlı ve yetişkin döneme geçişi engellemekteyse 'sadece öğreniyorum' demek de bir o kadar çocuksu bir kaçamaktır. 
        Bu maddelerin en önemlisi ise benim adıma şanslı olduğum, -umarım siz de yaşarsınız- iyi bir hocaya sahip olmaktır. Evet, iyi bir hoca, size ne zaman 'sen şunu yaptın ve oldun' derse o zaman geçiş sürecinin geçişine başlanmıştır. Ama ne zaman 'sen artık benim meslektaşımsın' derse işte o zaman geçiş süreciniz başlamış demektir. Bu sizin kendinizde görmeye çalışıp -kimileri çalışmaz- göremediğiniz noktanın görülmesi ve bunun gayet, isteyerek yüzünüze vurulmasıdır. İşte siz o noktadan sonra, "madem ki ben oldum, kendi kararlarımı, kendi tarafımı, kendi isteklerimi söyleyebilirim" diyebiliyorsunuz. 
        Hayatınızda yaşlarının hiç bir önemi olmadan bir çok ergenle yaşıyorsunuz, bu size oldukça zarar verebilir. Ama unutmayınız ki, biz yetişkin sürecin neresindeyiz diye sormadıkça, ergenliğiniz devam edecektir. Sakının!
        Yaşınız ilerledikçe ayakkabınızın numarası büyümesin ;) 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder