7 Nisan 2015 Salı

HAYIR DEMENİN DAYANILMAZ AĞIRLIĞI


        Bugün TDK'nın sitesine girip bir kaç kelimenin anlamına bakarken naz sözcüğünün anlamları dikkatimi çekti.  Birinci anlamı; Kendini beğendirmek amacıyla yapılan davranış, cilve, eda. İkincisi anlamı ise; İsteksiz gibi görünerek yalvartmak amacıyla yapılan davranış. Böylesi kavramlar üzerine yazma gereksinimi duydum. Belki bir arınma belki de öğrenmeye çalışma durumu... Neyse efendim, gelelim naz kelimesine.
     
      Yaşadığımız coğrafyada kimlerin naz yaptığı, pardon kimlerin naz yapması gerektiği toplum tarafından öğretilmektedir. Hatta -içgüdü mü, alışkanlık mı bilmiyorum- bu durumu taktiksel olarak kullananlar da mevcuttur. Sevgili olma, evlenme ve buna benzer ikili ilişkilerde çok gördüğümüz bu durum ergenlik döneminde belirginleşmektedir. Bu genç insanların nasıl naz yapması gerektiği  ataerkil toplum tarafından yüklenmiş bir görevdir.  Ataerkil toplum öğretileri de bu yönde olduğundan naz yapması gereken kişi genellikle kadınlar olmak durumundadır. Bu demek değildir ki, günümüzde erkekler naz yapmamaktadır. Durum sadece eril zihniyetin istediği gibi işlemektedir.

        Bir kadın bir erkekle birlikte olmak ister ama başka türlüsünü bilmediğinden ona öğretilen şekilde gerçekleştirmek zorundadır. Önce karşısındakini etkiler ve sonra naz yapar. Erkek bunu fark eder ve ona da öğretilenin aynısı olduğundan oyuna dahil olur. Erkeğin burada bildiği, karşısındakinin gerçekten istediğini düşündüğünü ama bunu belli etmediğidir. Bu yüzden, erkek karşısındaki kadına kendi istediği her şeyi yapmayı meşru görür. Neticesinde korkusu yoktur, çünkü kendince karşısındakinin her hayır demesi hayır değil artık evettir.

          Gün gelir, erkek bir şey ister. Kadın istemediği bir şey yapıldığında hayır der. Bunu evet olarak algılayan erkek yapmaya devam eder. Kadın hayır cevabını bir kaç kez tekrarladıktan sonra erkek, neden bu kadar tekrarladığını anlayamaz. Çünkü ona göre onun istediği her şeyi karşı taraf da istemek zorundadır. Ve şu an kesinlikle naz yapmaktadır. Bunu kadın kabul etmese de korkusundan, mahalle baskısından veya bilmediğim bir sebepten sesini çıkartmaz, çıkartamaz.

       Bu kadın ve erkek büyür, birer yetişkin olur. Kadın sevgilisi, kocası, arkadaşı, eşi-dostu her ne halt ise bir erkek tarafından taciz/tecavüze uğrar. Çünkü erkeğin istediği her şeyi istemek zorundadır.
   
      Çünkü  o da zevk alıyordu, bu yüzden rıza gösteriyordu. Mini etek giymişti. Dekoltesi vardı. İstiyordu ama tek derdi beni yalvartmaktı. Çünkü naz yapıyordu. Fazla naz aşık usandırırdı. Çünkü fazla usanan aşık, çükün verdiği yetkiye dayanarak öldürürdü.

        Öldürdü.

      Eril zihniyet kendi kendine bahaneler üretir, bu bahaneleri kullanır ve sonunda iğrençliğini lehine çevirebilirdi.

        Çevirdi.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder